Eristik Diyalektik, son zamanlarda okuduğum en ilginç kitaplardandı. Adının ilgi çekici ama
aynı zamanda biraz ürkütücü olması da geçen yılki Kitap Fuarı'nda satın almama vesile oldu, ayrıca iyi ki de almışım dedirtti. Adının cazibesinin yanı sıra, tam bir reality show tadında, okuması çok zor olmayan (yine de bazı cümleleri birkaç kere daha okumanıza neden olduğu da doğru) hatta can sıkıntısını gidermek için bile arada çerez gibi okunabilecek bir kitap. Kitabın adının açıklaması olarak Haklı Çıkma Sanatı diyebiliriz. Yazarımız ise pek karamsar, pek açık sözlü, harika bir satır arası reklamcısı ve belki de dünyanın nimetlerinden faydalanamamış olmanın yarattığı öfkeyle derin bir alt yapı eleştirisi çıkarmış, pek saldırgan filozofumuz üstat Schopenhauer.
Bilen bilir, bu filozof küçük yaştan (özellikle de annesinden) gördüğü sevgisizlikten ve istismardan dolayı "Kimseyi sevmeyeceksin! Hiçbir şey beklemeyeceksin! Kimseye karşı mahcup olmayacaksın!" gibi önerileriyle bir liste çıkararak, okuyanları "Bari ölelim, bu hayat yaşamaya değmez." gibi bir ruh haline sokmuş, hayattan bezdirmiştir. Ancak biraz uğraşıp, kitabın derinine dalarsanız, yazarın derin düşüncelerinin ardında aslında hayatla ve onun gerçekleriyle bariz bir şekilde dalga geçtiğini anlayabilirsiniz, benim bu kitabı okurken içinde olduğum durum da tam olarak böyleydi.
aynı zamanda biraz ürkütücü olması da geçen yılki Kitap Fuarı'nda satın almama vesile oldu, ayrıca iyi ki de almışım dedirtti. Adının cazibesinin yanı sıra, tam bir reality show tadında, okuması çok zor olmayan (yine de bazı cümleleri birkaç kere daha okumanıza neden olduğu da doğru) hatta can sıkıntısını gidermek için bile arada çerez gibi okunabilecek bir kitap. Kitabın adının açıklaması olarak Haklı Çıkma Sanatı diyebiliriz. Yazarımız ise pek karamsar, pek açık sözlü, harika bir satır arası reklamcısı ve belki de dünyanın nimetlerinden faydalanamamış olmanın yarattığı öfkeyle derin bir alt yapı eleştirisi çıkarmış, pek saldırgan filozofumuz üstat Schopenhauer.
Bilen bilir, bu filozof küçük yaştan (özellikle de annesinden) gördüğü sevgisizlikten ve istismardan dolayı "Kimseyi sevmeyeceksin! Hiçbir şey beklemeyeceksin! Kimseye karşı mahcup olmayacaksın!" gibi önerileriyle bir liste çıkararak, okuyanları "Bari ölelim, bu hayat yaşamaya değmez." gibi bir ruh haline sokmuş, hayattan bezdirmiştir. Ancak biraz uğraşıp, kitabın derinine dalarsanız, yazarın derin düşüncelerinin ardında aslında hayatla ve onun gerçekleriyle bariz bir şekilde dalga geçtiğini anlayabilirsiniz, benim bu kitabı okurken içinde olduğum durum da tam olarak böyleydi.