Çirkinleri bitirdikten hemen sonra serinin ikinci kitabına geçtim; Güzeller. Yaklaşık 2-3 günde bitirdim romanı, Westerfeld'in kolay ve akıcı dili hızlı bitirmeme yardımcı oldu. Serinin kitapları çok uzun değiller ve açık sözlü olmak gerekirse Güzeller'den o kadar da çok etkilenemedim, Çirkinler çok daha sağlam ve sert bir kitaptı.
Aynı diğer arkadaşları gibi bütün istediği güzel olmaktan ve kaygısız bir hayat yaşamaktan başka bir şey olmayan Tally Youngblood, sonunda dileğine kavuşuyor. Ne yazık ki dileğine ulaştığını sandığı an her şey elinde patlıyor, ameliyat olup diğer popüler ve güzel kültürün arasına karışmadan önce önüne iki seçim koyuluyor Tally'nin ve kendisi kararını arkadaşını ele vermekten yana kullanıyor.
İşte bu kararının ardından 4 ila 6 hafta geçtikten sonra başlıyor Güzeller. İlk bakışta yazarın Güzeller'in sahip olduğu özel dili, etkiyi ve gizemi kullanmasındaki avantajı çok iyi fark edebiliyorsunuz. Açıkçası kitapla ilgili uzun bir yorum yapmak istemiyorum çünkü ne anlatırsam anlatayım her şey spoilera kaçacak. Olaylar çok etkili ve önemli değildi Güzeller'de ama her olayın da kendine özgü bir işleyiş biçimi vardı, ki bu da kitapla ilgili en sevdiğim özellik oldu. Bu seri ciddi anlamda çok kolay okunabilen bir seri olmuş, şikayet ettiğimden değil, cidden takdir ettim ben Westerfeld'i. Olay örgüsünü çok net ve akışkan yaratmış, kapılıp gidiyorsunuz okurken. Ama daha önce de belirttiğim gibi kesinlikle Çirkinler kadar iyi değildi Güzeller. Yine de, Çirkinler'i sevdiyseniz, Güzeller'le devam etmekte hiç bir zarar görmüyorum, belki de üçüncü (Özeller) ve dördüncü (Ekstralar) kitaplar çok daha fazla kapı aralayacak bize. Neredeyse bütün distopik ve fantastik serilerde yazarlar hikayeyi toparlamak ve olay örgüsündeki gidişatı okuyucuya daha temiz aktarmak için bir geçiş kitabı çıkarırlar, Güzeller de öyle duruyor benim gözümde.
İşte bu kararının ardından 4 ila 6 hafta geçtikten sonra başlıyor Güzeller. İlk bakışta yazarın Güzeller'in sahip olduğu özel dili, etkiyi ve gizemi kullanmasındaki avantajı çok iyi fark edebiliyorsunuz. Açıkçası kitapla ilgili uzun bir yorum yapmak istemiyorum çünkü ne anlatırsam anlatayım her şey spoilera kaçacak. Olaylar çok etkili ve önemli değildi Güzeller'de ama her olayın da kendine özgü bir işleyiş biçimi vardı, ki bu da kitapla ilgili en sevdiğim özellik oldu. Bu seri ciddi anlamda çok kolay okunabilen bir seri olmuş, şikayet ettiğimden değil, cidden takdir ettim ben Westerfeld'i. Olay örgüsünü çok net ve akışkan yaratmış, kapılıp gidiyorsunuz okurken. Ama daha önce de belirttiğim gibi kesinlikle Çirkinler kadar iyi değildi Güzeller. Yine de, Çirkinler'i sevdiyseniz, Güzeller'le devam etmekte hiç bir zarar görmüyorum, belki de üçüncü (Özeller) ve dördüncü (Ekstralar) kitaplar çok daha fazla kapı aralayacak bize. Neredeyse bütün distopik ve fantastik serilerde yazarlar hikayeyi toparlamak ve olay örgüsündeki gidişatı okuyucuya daha temiz aktarmak için bir geçiş kitabı çıkarırlar, Güzeller de öyle duruyor benim gözümde.
Şiddetle tavsiye ediyor muyum? Ehh. Okunması zaman kaybı mı? Kesinlikle hayır.
Çok kısa bir kitap yorumu olduğunun farkındayım ama ciddi anlamda üzerinde çok durulabilecek bir kitap değil Güzeller. Tipik bir geçiş kitabı, Özeller'de çok daha etkileneceğim olayların olacağına inanıyorum.